Değerli meslektaşlarım,

Hoş geldiniz…

Zorlu üniversite giriş sınavından sonra başladığımız tıp fakültesi 1. sınıftaki heyecanımı hatırlıyorum. Stajlar, intörn doktorluk, mezuniyet, uzmanlık ve akademisyenlik yaşantımı göz önüne getirdiğimde hiçbir süreç kolay olmadı. Biliyorum ki siz değerli meslektaşlarım için de kolay olmadı. Tüm bu aşamalardan geçerken hem gururu, hem zorluğu, hem de hekimlik heyecanını ailelerimizle dostlarımızla birlikte yaşadık.

Sağlık alanında sağlıkta dönüşüm çerçevesinde yaşanan değişim, halk sağlığı ve sağlık sistemimizde iyileşmeler sağlarken, başta hekim olmak üzere sağlık çalışanlarında bazı sorunların ortaya çıkmasına neden oldu. Zaman içinde birçok kazanımlar elde ettik, fakat birçok kazanımlarımızı da kaybettik. Son dönemlerde ise hep birlikte ciddi sorunlar yaşıyoruz.

Hekimler için öncelikli sorunları tespit etmek için bir anket yaptık ve sıralamada şu 5 madde öncelikli yer aldı.

Sağlıkta şiddet,

Sağlık çalışanlarının özlük hakları ile ilgili problemler,

İade-i itibar talebi,

Malpraktis ve

Emek sömürüsü.

Çabalarımız karşılığı çıkan yeni kanuna rağmen sağlıkta şiddet maalesef halen devam ediyor. Her gün ortalama kayıtlı 30, kayıt dışı ise 50 kişi sağlıkta şiddete maruz kalıyor.

Özlük hakları konusunda hekimlerin yıllardır elinde bulunan hakların teker teker kaybolduğunu birlikte görüyoruz. Hekimlerin eline geçen para başlangıçta performans uygulaması ile kısmen artsa da son zamanlarda maalesef artış oranları enflasyona yenildi. Üstelik tüm hak edişler emekliliğe yansımamakta. Ayrıca performans sisteminde hem branşlar hem de hastaneler arasında çok ciddi adaletsizlikler bulunmaktadır. Emekli hekimler aldıkları maaşlarla geçinememekte, mağdur olmamak için emeklilik sonrası da çalışmaya devam etmek istemektedir. Hekimlerin haricinde hiçbir meslek mensubundan emeklilik yaşının 70 e çıkarılması talebini duyamazsınız. Emekli hekimleri sigorta, bağkur, emekli sandığı, çalışan, çalışmayan diye katagorize edip farklı emeklilik maaşları verilmesi kabul edilemez. Coronavirüsün den hepatitine, HIV’ine kadar pek çok bulaşıcı hastalık riskine karşı özveri ile görevlerini sürdüren, izinlerini kullanamayan, eğitim ve kurs paralarını kendisi ödeyen bir meslek grubunda fiili hizmet zammı, yıpranma payı neden verilmez. İş yükü akademik katsayılar liyakat neden değerlendirilmez. Evet, bu alanda çok ciddi sorunlarımız var. Ama çözüm için de

SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ ve YAPACAK İŞLERİMİZ VAR!!!!

Hekimler zor eğitim şartları, yorucu meslek hayatı, stresli çalışma ortamına karşın özveri ile çalışmaktadır. Her geçen gün çalışma şartları zorlaşıyor; hekimler ürettiği emeğin karşılığını alamıyor buna ilaveten kabul edilemez ölçüde itibarsızlaştırılıyor. Siyasetin, medyanın, bürokrasinin bu alanda çok ciddi sorumluluğu mevcuttur. Hekimler iddia ediyorum ki tüm meslek grupları içinde en dürüst ve en özverili çalışan meslek grubudur.

Bunu anlamayan siyasetçiye, yargısız infaz yapıp her şikayette hekimi suçlu gösteren medyaya

SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR!!!!

On iki yıl önce idareci iken meslektaşlarımızla yaptığımız bir toplantıda dava edilenlerin sayısını sormuştum ve oranın %30 olmasını yüksek bulmuştum. 1 yıl önce aktif hekimlik yapan meslektaşlarımızla yaptığımız başka bir toplantıda aynı soruyu sorduğumda dava edilen meslektaşlarımın oranının %70 leri bulduğunu gördüm. Bu 12 yılda ne değişmişti. Evet değişen hekimin iş yükü, itibarsızlaştırılması, geciken adalet sistemi, medya ve bürokratlar tarafından körüklenen hekim düşmanlığı, avukatların yönlendirmeleri başlıca etkenler olarak gözükmektedir.

Burada da  iş yükünü azaltmayan yöneticiye, adil davranmayan yargı sistemine, hekimi düşman gören bürokrata, haklı haksız her davayı açan sağlık alanında ihtisaslaşmayan avukatlara SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR!!!!

Hekimlik bir sanattır, özveri gerektirir, bilgi gerektirir, çalışma gerektirir hepsinden önemlisi üst düzey kalifiye emek gerektirir. Hekimler emeklerinin karşılığını maalesef ne özel sektörde ne devlette alamamaktadır. Hekim her türlü riski alır çalışır, gelir ise ya malzeme – ilaca ya da özel hastane işletme sahibine gider. Batıda total fiyatın üçte ikisine yakınını hekim parası oluştururken bizde %10 bile değildir. Bu emek sömürüsünün önündeki en büyük engel neydi sevgili meslektaşlarım…. Muayenehanelerdi…. Evet muayenehanelerde hekim kendi işinin patronu idi… Şimdi ise önce çalışan konumuna son zamanlarda ise danışılan konumuna düştü…. Danışılan ne demek izah edeyim.. Hekimin sigorta ve vergilerini ödememek için müessese sahipleri hekimleri şirket kurmaya zorluyor. Nerdeyse özel sektörde tüm hekimler kurdukları şirketleri üzerinden çalışmaktadır. Vergi ve sigortalarını kendileri ödemek zorunda bırakılmışlardır. Az sayıda maaş karşılığı çalışan hekimler ise maaşını ya alamamakta ya da 3-5 ay geriden almaktadır.

Hekimin emeğini değersizleştirenlere, sigortasını ve vergisini ödemeyenlere, Muayenehaneleri sigorta anlaşmalarına açmayanlara da SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR!!!!

Hekimler olarak bir araya gelemiyoruz, organize olamıyoruz. Küçük gruplar halinde sorunlarımızı çözmek için sesimiz cılız kalıyor birlik olursak:

Tıp öğrencisinin, asistanın, aile hekiminin, acil hekiminin, işyeri hekiminin, akademisyenin, özelde çalışan hekimin, performans mağdurlarının, şiddete maruz kalanların, malpraktis davalarında yargılananların, muayenehane hakkı elinden alınan, düşük ve adaletsizce verilen  emekli maaşından başka geliri olmayan meslektaşımın arkadaşımın kardeşimin sorunlarını çözebiliriz.

Nasıl bir araya geleceğiz peki…. Bu işin çözüm odağında meslek örgütümüz, TABİP odası var. Peki alanda durum ne peki;

Evet burada da TABİB ODALARIMIZI YÖNETEN yöneticilerimize

SÖYLEYECEK  ÇOOOK SÖZÜMÜZ VAR!!!!

Meslek odamız tüm hak kayıpları yaşanırken ne yapıyor, Küçük bir ara harici yaklaşık 30 yıldır gördüğüm aynı çizgi ve arkadaşlarım ne yapıyor…

Söyleyeyim ya yukarıdaki sorunları, başka söylemlere alet ediyor,

Ya marjinal söylemlerde bulunuyor, Yada sürekli kavga ediyor….

Yönetimdeki kıymetli arkadaşlarım bu böyle gitmez, sorunlarımız böyle çözülmez…

Gelin siyaset yapmayı bırakalım meslektaşlarımızın sorunlarına odaklanalım… Meslek odamız kendini yeniden konumlandırmalı, yeni açılımlar yapmalı, bunu hep birlikte yapalım başarı yine sizin olsun….

Meslek odamızın kanunu olan 6023 sayılı TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ KANUNU na bir göz atalım…Meslek odamız şöyle tanımlanıyor

“Türkiye sınırları içerisinde meslek ve sanatlarını icraya yetkili olup da sanatını serbest olarak yapan veya meslek diplomasından istifade etmek suretiyle resmi veya özel görev yapan tabiplerin katıldığı Türk Tabipleri Birliği; tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak, (…)(1) ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluştur.”

Görüldüğü gibi bu kurumların iki önemli görevi var;

1-    Tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak

2-    Meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak

Gelin meslek odamızı asli görevine döndürelim ve tüm hekimler olarak bu iki başlık altında toplanalım…

Siz bunu yapıyor musunuz, maalesef hayır…. 17 Ağustos günü seçimi siz yada biz kazansak da odamızı asli görevine döndürelim.. Zaten aynı kanunun 3. Maddesi diyor ki “Türk Tabipler Birliği ve tabip odaları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” diyor.

Bu odamızın eksikliğini telafi etmek amacıyla kurduğumuz Hekim Hakları derneğinde 2 yıldır, meslektaşlarımızın sorunlarına odaklandık ve bu açığı kapatmaya çalıştık. Oldukça da başarılı olduk. Odamızın gündeme aldıramadığı, çözemediği birçok konuyu siyasilerin, bürokrasinin ve kamuoyunun gündemine taşıdık. Bu çözüm odaklı yaklaşımımızı gören farklı siyasi görüş ve yapıdaki STK lar ile bir araya gelerek oluşturduğumuz HEKİM HAKLARI PLATFORMU bu sorunları çözmek için uzun bir süredir çalışıyor. Amacımız mesleğimizin ve meslektaşlarımızın kaybettiklerini telafi etmek ve kaybolan değerlerimizi yeniden elde etmek. Biz buradan şunun da sözünü veriyoruz 17 Ağustos günüde mesleğimiz ve meslektaşlarımız için tüm gücümüzle çalışacağız ve yapılması gereken neyse onu yapacağız…

Son olarak da gündemde olan odaların yeniden yapılanması konusuna değinmek istiyorum.  Kabul ediniz ki bu yapı ile meslek odamız kapsayıcı olamıyor. Sizin haricinizdeki gruplar bu oda bizimdir, hadi gidip odamızda bir çay kahve içelim diyemiyor… Bunun nedenlerini  bir düşünün sayın meslektaşlarım… Küçük olsun yönetimi bende kalsın modundan çıkın, DİĞER GRUPLARI YANDAŞ VB. söylemlerle odadan uzaklaştırmayın… Daha önce seçime girmiş 3 grupla yaptığım görüşmelerde bu sistemin değişmesi konusunda hem fikir olduk. Gelin siz de kabul edin ve 17 Ağustosta nasıl odamız fonksiyonel hale getirilir konusunda bir düzenleme yapalım. Ortak akıl ve bilimin ışığında nasıl bir oda yönetimi olur birlikte karar verelim…

SÖYLENECEK SÖZ ÇOK AMA VAKİT KISITLI

BİZ HEKİM HAKLARI PLATFORMU OLARAK DİYORUZ Kİ

  • Harekete Geçiyoruz..
  • Hekimin Yanındayız!
  • İade-i İtibar İçin…
  • Meslekte Huzur İçin…
  • İnanarak, Özveri ile Hep Birlikte
  • Ödün Vermeden, Taraf Olmadan…
  • Bilimin ışığındaİyi Hekimlik İçin,
  • Ötekileştirmeden, Hep Birlikte…
  • ÇÖZÜLMEYENİ ÇÖZMEYE, YAPILMAYANI YAPMAYA GELİYORUZ!!! 

RABBİM YAR VE YARDIMCIMIZ OLSUN!!!

 

              Prof. Dr. Adem AKÇAKAYA

İstanbul Tabip  Odası Başkan Adayı

Add Your Comment